GIDA TÜKETİCİLERİNİN FARKINDA OLMADIĞI RİSK: TAĞŞİŞ

GIDA TÜKETİCİLERİNİN FARKINDA OLMADIĞI RİSK: TAĞŞİŞ

Tağşiş Nedir?

Tağşiş, bir üründe bulunan değerli maddenin kısmen ya da tamamen çıkarılarak yerine daha düşük kalitede bir madde eklenmesidir. Tağşiş yapılması, gıdanın paketinde yazılı olan değerler aynı görünse de, gerçekte ürünün besin değerinin düştüğünü gösterir. Tağşiş yapılmasındaki amaç üreticinin kârının artırılması ve ticari gelir elde etmektir.

Günlük Hayatta Tağşiş: Sıradan Bir Tüketici Bu Durumla Nasıl Karşılaşır?

Tağşişin kökeni, Eski Yunan ve Roma dönemlerine kadar uzanır. Örneğin, o dönemlerde şarap üreticileri, ürünlerine su katarak daha fazla kazanç elde etmeye çalışmışlardır. Bu tür hileler, ticarette daha fazla kâr sağlama amacıyla yapılan usulsüzlüklerin en eski örneklerinden biridir. Günümüzde de benzer hileler, farklı gıda ürünlerinde sıkça karşımıza çıkar. Ancak bu tür müdahaleler sadece ekonomik kayıplara değil, aynı zamanda halk sağlığı üzerinde ciddi risklere yol açabilmektedir. Örneğin, günlük hayatta oldukça çok tüketilen zeytinyağına, düşük kaliteli yağlar eklenmesi sindirim problemleri, alerjik reaksiyonlar veya kimyasal zehirlenmelere neden olabilir. Ayrıca, süt ve süt ürünlerine eklenen yasadışı maddeler, çocuklar ve yaşlılar için büyük risk oluşturur. Balın glikoz şurubuyla zenginleştirilmesi durumlarında ürünün kalitesi önemli ölçüde düşerken, içkiye alkol yerine metanol gibi tehlikeli maddelerin eklenmesidi sonucunda tüketicide körlük gibi ciddi tahribat yaratabilir. Tüm bunlara bakıldığında, gıda güvenliğinin sağlanması ve halk sağlığının korunması açısından, tağşişin önlenmesi büyük önem taşır.

Tağşişin Ekonomik Sonuçları Nelerdir?

Tağşişin yalnızca sağlık üzerindeki etkileri değil, aynı zamanda ekonomiye verdiği zarar da büyük önem arz eder. Tağşiş yapan firmalar, daha düşük maliyetlerle ürettikleri ürünleri piyasa fiyatının altında sunarak haksız rekabet yaratır. Bu durum, dürüst üreticilerin ve tağşişe başvurmadan kaliteli ürün üreten firmaların zarar görmesine neden olur. Tüketici ise düşük kaliteli veya sağlıksız ürünler için yüksek fiyatlar ödemek zorunda kalabilir. Böylece ekonomi üzerinde genel bir güven kaybı yaşanır. Gıda gibi önemli bir sektörün, tüketici güvenini kaybetmesi ciddi iş kayıplarına yol açabilir. İş kayıpları yaşanması ekonomiyi doğrudan olumsuz etkiler.

Tağşişe Yönelik Müeyyideler Nelerdir?

Gıda sektöründeki haksız rekabetin önlenmesi, gıda güvenliğinin sağlanması ve tağşişin engellenmesi, kanunlarla güvence altına alınmıştır. Tağşişin mevzuata aykırı bir uygulama olduğu açıktır. 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 24üncü maddesinin 4üncü fıkrasında, ‘Gıda ve yemde taklit ve tağşiş yapılamaz.’ hükmü yer almaktadır. Tağşiş yapılan ürünlerin piyasaya sürülmesi, ciddi hukuki yaptırımları beraberinde getirir.

Ürünlerin Toplatılması ve İmhası

Tağşiş yapılan gıda ürünleri, Gıda, Tarım ve Orman Bakanlığı talimatıyla piyasadan toplatılır ve imha edilir. Bu karar, ilgili firmanın ürünü derhal piyasadan çekmesini zorunlu kılar. Bu uygulama, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu gereğince yerine getirilir.

Tarım ve Orman Bakanlığının sahada görevli mühendisleri tarafından alınan gıda numunelerinde tağşiş tespit edilirse, Bakanlıkça ilgili firmaya ürünlerin derhal toplatılması ve imha edilmesi talimatı verilir. Tarım ve Orman Bakanlığı, ürünlerin piyasadan çekilmesi ve imhası için firmaya süre tanır ve resmi bildirimde bulunur. Bu süre, ürünün insan sağlığına olan tehlikesine ve tağşişin ciddiyetine göre değişiklik gösterebilir. Firmaya toplama ve imha işlemleri için verilen sürenin dolmasının ardından, firma Bakanlığa bir dilekçe yazmalıdır. Eğer firma dilekçesinde, Bakanlık tarafından yapılan bildirimce toplanması ve imha edilmesi gereken ürünlerin hepsini ya da bir kısmını imha edemediğini belirtirse, Bakanlık gözetimi altında fakat yine firma tarafından tağşiş yapılan ürünler toplanır ve imha edilir. Tüm bu işlemler süresince ilgili Bakanlık personelince imha tutanağı tutulur.

Eğer tağşiş yapıldığına dair savcılığa suç duyurusunda bulunulması gibi bir durum söz konusu ise, savcılık şikayeti Tarım ve Orman Bakanlığına iletir. Bakanlık, savcılıktan gelen talimatla birlikte ilgili firmadan gıda numuneleri alır ve inceleme başlatır. Tağşiş yapıldığı tespit edilirse, Bakanlık gözetiminde olacak şekilde firma tarafından ürünlerin toplanması ve imha edilmesi talimatı verilir.

İdari Para Cezaları

Tağşiş yaptığı tespit edilen firmalar, Gıda, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından idari para cezasına çarptırılır. Bu cezalar, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’na dayanır. İlgili kanuna göre, tağşiş yapan firmalara  idari para cezası verilebilir. Bu ceza, firmanın büyüklüğüne ve hilenin boyutuna göre artabilir.

16 Nisan 2021 tarihli ve 31456 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gıda ve Yemlerde Taklit ve Tağşiş Fiili ve İdari Para Cezalarının Hesaplanmasına Dair Yönetmelik, tağşiş suçu işleyenlere uygulanacak idari para cezalarının nasıl hesaplanacağını belirler. Bu yönetmelikle, gıdalarda taklit ve tağşiş yapan işletmelere uygulanacak cezaların sınırları ve hesaplama yöntemleri net bir şekilde düzenlenmiştir, bu da yaptırımların daha caydırıcı olmasını sağlamıştır.

Kamuoyuna Duyurma

Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı’nın resmi internet sitesince, resmi kontroller sonucunda tağşiş tespit edilmiş ürünleri üreten ve/veya satan firma ve ürün bilgileri kamuoyuna sunulabilir.

5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 31inci maddesinin 6ıncı fıkrası, ‘Bakanlık, uygun gördüğü hâllerde yapılan kontroller sonucunda sahip olduğu bilgileri, kamuoyunun bilgisine sunabilir…’’ ve 28145 sayılı ‘Gıda ve Yemin Resmi Kontrolüne Dair Yönetmelik’ in 8inci maddesinin 2inci fıkrası, ‘Bakanlık, yürütülen resmi kontroller sonucunda ilgili mevzuata uygun faaliyet gösterdiğini tespit ettiği işyerlerine, gıda güvenilirliğini teşvik edici uygulamalarda bulunabilir ve bu bilgileri kamuoyu ile paylaşabilir…’ gereğince, bu firma ve ürünleri, tüketici bilgisine Bakanlık tarafından arz edebileceği açıktır. Bu maddeler ışığında 2012-2024 yılları arasında toplamda 1.887 firmanın 4.164 farklı parti ürünü kamuoyuna duyurulmuştur. Bu işlem, tüketicileri bilgilendirme ve firmaları caydırma amacı güder.

Hapis Cezası

Türk Ceza Kanunu’nun 186. Maddesince, tağşiş yaparak halk sağlığını tehlikeye atan firmalar hapis cezasıyla karşı karşıya kalır. Halkın sağlığını tehlikeye sokacak şekilde hileli veya sağlıksız gıda üretimi yapanlara 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir. Bu ceza, fiilin kasten yapılması durumunda daha da ağırlaşabilir.

Ayçiçek Yağında Tağşişe Hapis Cezası Verildi!

Gaziantep’te bir firmanın ürettiği ayçiçeği yağından alınan numunede yağın üretimindeki tağşiş anlaşıldı. Satışa yüzde yüz ayçiçek yağı olarak sunulan ürüne soya karıştırıldığı ortaya çıktı. Gıdanın içinde soya olduğunu bilmeden tüketen alerjik hassasiyetliler gösteren tüketicilerin sağlığının riske atıldığı üzerinde duruldu. Üreticinin, kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde bozulmuş ve değiştirilmiş gıda bulundurma suçunun işlendiği tesbit edildi. Gaziantep 4. Asliye Ceza Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu Madde 186 ‘’bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti’’ suçunun işlendiğine hükmederek, üreticiye 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası kararı verdi. Tağşiş suçuna verilen bu ilk hapis cezası, gıda hileciliğine karşı duruşun ciddiyetini açıkça ortaya koydu.

Sonuç ve Değerlendirme

Gıda ürünlerinde tağşiş, sadece bireylerin sağlığını tehdit eden bir sorun değil, aynı zamanda sektörde haksız rekabete yol açan ciddi bir meseledir. Gıda güvenliğinin sağlanması ve tüketicilerin korunması, etkin denetim mekanizmaları ve yasal düzenlemelerle mümkündür. Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı’nın düzenli olarak yaptığı denetimler, bu sorunun üstesinden gelinmesi için kritik bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda, sahada çalışan mühendislerin yetkinliklerinin artırılması da büyük önem taşımaktadır.

Gıdalardaki tağşişin azaltılması, sağlıklı bir toplum oluşturmak ve güvenilir bir ekonomik sistemin sürdürülmesi açısından elzemdir. Tüketicilerin bilinçlendirilmesi, güvenilir gıda üretiminin teşvik edilmesi bu mücadelenin önemli adımlarındandır. Gıdalarda yapılan hileler, yalnızca maddi kayıplara değil, aynı zamanda halk sağlığını tehdit eden ciddi risklere yol açabilir.

Bu noktada, tüketicilerin güvenilir markaları tercih etmesi ve ürün etiketlerini dikkatlice incelemesi gerekmektedir. Şüpheli durumları ilgili makamlara bildirmek de tağşişin önlenmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Sonuç olarak, bu sorunla etkin bir şekilde mücadele etmek, hem bireylerin sağlığını korumak hem de toplumun genel refahını artırmak adına hayati bir öneme sahiptir. Unutmayalım ki, gıda güvenliğinin sağlanması, hem bireylerin sağlığını korumanın hem de ekonomik istikrarı sağlamanın en temel yollarından biridir.

Stajyer Avukat Burcu Pekdemir

Bu gönderiyi paylaş