YENİ BİTKİ ÇEŞİDİ VE ISLAHÇI HAKKI

YENİ BİTKİ ÇEŞİDİ VE ISLAHÇI HAKKI

Derleyen: Stajyer Avukat Ayşegül Kenar

13.06.2023

GİRİŞ       

Yaratıcılığa ve yenilikçiliğe teşvik her alanda gelişimi destekleyen ve çeşitliliği arttıran önemli unsurlardandır. Çünkü yenilik ve yaratıcılığa dair yapılan çalışmalar çoğunlukla her anlamda bir emek ,zaman ve maddi harcamalar gerektirebilir. Bu sebeple bilim, tarım, teknoloji gibi birçok alanda denemeler sonucunda bir yenilikleri ortaya çıkaran kişileri ve onların etkileyeceği kişileri teşvik etmek amacıyla bazı haklar düzenlenmiştir.

Fikri mülkiyet hakları kapsamında buluş veya eser sahiplerine motivasyon sağlayan bu haklar hak sahiplerine ekonomik bir kazanç kapısı da sunmasıyla üretimi ve yeni ürünlerin keşfini hızlandırır. Bu sayede kendi kazancının yanı sıra mensup olduğu ülkenin de kültürel ve ekonomik gelişimine katkı sağlamaktadır.

Ülkemizde fikri mülkiyet hakları kapsamında korunan bir çok alan bulunmaktadır. Bu alanlardan bir tanesi de bu yaımızın kapsamı olan tarımdır. Tarım alanında bu hakların en büyük örneği de “yeni bitki çeşitleri üzerinde ıslahçı hakkı” olarak adlandırılan ve belirli süre ile inhisari olarak ıslahçıya sağlanan koruma haklarıdır.

Yeni bitki çeşitleri üzerinde ıslahçı hakkı ülkemizde , 8.1.2004 tarihinde kabul edilen 5042 sayılı “Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarına İlişkin Kanunla yasal bir zeminde korunmaya başlanmıştır. Bu haklar kişiye patent hakkı benzeri birtakım haklar sağlamaktadır.

Bu kanunun amacı BÇK’nun 1. Maddesinde yer aldığı gibi “bitki çeşitlerinin geliştirilmesini özendirmek, yeni çeşitlerin ve ıslahçı haklarının korunmasını sağlamaktır.” Şeklinde açıklanmıştır. Ayrıca aynı maddenin devamında bahsi geçtiği gibi bu kanun herhangi bir kriter belirtmeksizin bütün bitkileri kapsamaktadır.

KORUNMASI İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR

Bu konu genel hatlarıyla ilgili kanunun 2. bölümünde yer almaktadır. BÇK madde 3’te yer alan  “Yeni, farklı, yeknesak ve durulmuş olduğu tespit edilen bitki çeşitleri, bu Kanunda belirtilen diğer şartların yerine getirilmesi kaydıyla, ıslahçı hakkı verilerek korunur.” Kapsamda bahsi geçen yenilik kriteri yine aynı kanunun 5. maddesinde “Bir çeşidin çoğaltım veya hasat edilmiş materyali; ıslahçı hakkı için başvurunun yapıldığı tarihten geriye doğru yurt içinde bir yıl, yurt dışında dört yıl, ağaç ve asmalarda altı yıl öncesine kadar kullanım amacıyla hak sahibi tarafından veya onun rızasıyla satılmamış veya umuma sunulmamış ise çeşit yeni kabul edilir.” şeklinde  açıklanmıştır

BÇK madde 3 te yer alan yeni , farklı, yeknesak ve durulmuş olması kriterleri özetle; herkesçe bilinen çeşitlerden açıkça ayırt edilebilen çeşit farklı, kullanılan çoğaltım metoduna bağlı olan muhtemel değişiklikler dışında ilgili özellikler bakımından bir örneklik gösteren çeşit yeknesak, birbirini izleyen çoğaltımlar sırasında veya belirli çoğaltım dönemleri sonunda ilgili özellikleri değişmeksizin aynı kalan çeşit durulmuş kabul edilir, şeklinde ifade edilebilir.

Bu bilgiler ışığında ; çoğaltımlar sonucunda yeknesaklık gerektirmesi ve çoğaltımlar sonucu ilgili özelliklerinin değişmeksizin aynı kalması , durulmuş olması, gibi kriterler gereği doğada bulunmuş yabani bitki çeşitlerini veya bunların mutasyonları sonucu ortaya çıkan yeni bitkileri bulmak ıslahı değil keşfi oluşturur.

KORUMA SÜRESİ                                                                          

Bu husus yeni bitki çeşitleri kanunda açıkça düzenlenmiştir. BÇK mad 10. : “Koruma süresi ıslahçı hakkının tescilinden itibaren yirmi beş yıldır. Bu süre ağaçlar, asmalar ve patates için otuz yıldır.”

KORUNAN HAKLAR

Bu kanun kapsamında yeni bitkiye dair hak sahibine ıslahçı hakkı korunan çeşit ile ilgili olarak  üretmek veya çoğaltmak , Çoğaltım amacıyla hazırlamak ,Satışa arz etmek , Satmak veya diğer şekillerde piyasaya sürmek , İhraç veya ithal etmek ve depolamak gibi inhisarı haklar verir.

Ancak;  Koruma altındaki bir çeşide ait çoğaltım materyalinin izinsiz kullanımı sonucunda sağlanan hasat edilmiş materyal ile ilgili olarak; birinci fıkrada belirtilen tüm faaliyetler için hak sahibinin izni gereklidir. Ancak hak sahibi, geçmişte makul bir fırsata sahip olduğu halde söz konusu çoğaltım materyali üzerindeki bu hakkını kullanmamışsa izin gerekmez.

Koruma altındaki bir çeşide ait çoğaltım materyalinin izinsiz kullanımı sonucunda sağlanan hasat edilmiş materyalden doğrudan elde edilen mamul maddelere de ikinci fıkra hükümleri uygulanır.

Hak sahibi, yukarıdaki fıkralarda belirtilen hükümlerdeki yetkilerini şarta bağlayabilir ve bu yetkilerine sınırlandırma getirebilir. ( BÇK mad. 14)

Bu hükümler yine aynı madde kapsamınca , Koruma altındaki bir çeşidin kendisinin esas itibarıyla türetilmiş bir çeşit olmaması kaydıyla , bu çeşitten esas itibarıyla türetilen çeşitlere    ( 1- Çeşidin, hâkim özellikler itibarıyla bir başlangıç çeşidinden türetilmiş olması veya yine hâkim özellikler itibarıyla başlangıç çeşidinden türetilen diğer bir çeşitten türetilmiş olması gerekir. Her iki durumda da esas itibarıyla türetilmiş çeşit, başlangıç çeşidini oluşturan genotip veya genotipler tarafından meydana getirilen aslî özellikleri göstermelidir

2- Üretilmiş çeşit, başlangıç çeşidinden açıkça ayırt edilebilir olmalı ve türetme yönteminin yol açtığı farklılıklar dışında başlangıç çeşidini oluşturan genotip veya genotipler tarafından meydana getirilen aslî özellikleri göstermelidir. )

, korunan bir çeşitten farklı olmayan çeşitlere ve üretilmeleri için her defasında koruma altındaki bir çeşidin kullanımını gerektiren çeşitlere de uygulanır.

Korunan hakları anlatırken kullanılan bazı terimleri konunun daha iyi anlaşılabilmesi adına açıklamak ve örneklemek gerekirse;

Çoğaltım materyali, tohum veya tohumluk olarak da düşünülebilmektedir. Asıl veya ebeveyn bitkilerle aynı özellikleri taşıyan bir sonraki nesil bitkilerinin elde edilmesini ifade etmektedir. Bitkilerin çoğaltımı için gerekli kısımlar çoğaltım materyali olarak adlandırılır.

Hasat edilmiş materyalden kasıt hasat edilmiş olan ürünün tamamını kapsamaktadır. Ve bu kapsam materyalin olgunlaşıp olgunlaşmamasıyla veya ürünün üreme yeteneği bulunup bulunmaması bir önem arz etmez. Bu sebeple bir bademin olgunlaşmadan önce toplanıp çağla olması materyalin varlığını değiştirmemektedir.Hasat edilmiş materyalden doğrudan elde edilen mamul maddeler ise ana materyalden aslen yararlanmak suretiyle oluşan ürünleri halleri kapsar. Hasat edilmiş materyalden doğrudan elde edilen mamullere örnek olarak hasat edilmiş mahsul olarak kayısıyı düşünürsek bu materyalden doğrudan elde edilen mahsul olarak  da kayısı marmeladını düşünebiliriz.

Fakat hasat edilmiş mamulü pamuk olarak seçersek pamuğun işlenmesi sonucu ortaya çıkan iplikten oluşacak olan bir tişörtün bu kapsamda sayılamayacağı aşikardır.

ISLAHÇI HAKKININ SINIRLANMASI

Islahçı hakkının sınırlandırılması kanunda iki temel başlık altında incelenmiştir bunlar genel sınırlandırma halleri (madde 16) ve çiftçilerin istisnalarıdır (madde 17).

Genel sınırlandırmalar, hak sahibinin yetkisi dışında herkesçe hak sahipliği bulunan hallerdir.  Bu haller:

  • Şahsî amaçla sınırlı kalan ve ticarî amaç taşımayan faaliyetler, Bu maddede önemli olan nokta kişinin bu üretilen üründen kendi ihtiyacı kapsamında üretmesi kıstasıdır hatta kendi geçimini sağlayacak miktarla sınırlı kalmak kaydıyla bu bahsi geçen üründen üretip satması da bu kapsama girecektir
  • Deneme amacıyla yapılan faaliyetler, Ürün  ve türevleri üzerinde yapılan yapılan araştırmalar engellenemez. Bu konunun ıslahçının hak kapsamı içerisinde değerlendirmek bilime engel olmak anlamına geleceğinden bu husus da sınırlamalar kapsamında yer almaktadır. Ayrıca bu yapılan araştırmanın illa bir okul, üniversite gibi bir kurum olması şartı da aranmamaktadır.
  • 14’üncü maddenin beşinci fıkrasındaki haller dışında başka çeşitlerin elde edilmesi amacıyla yapılan faaliyetler, Bu husus kapsamındaki asıl amaç yeni çeşitlerin ortaya çıkışındaki gen havuzunu daraltmamaktır. Fakat, korunan çeşitten farklı olmayan bir çeşit veya üretilmesi için her defasında korunan bir çeşidin kullanımını gerektiren bir çeşit ise, bu başka çeşidin kullanımı için ıslahçı hakkı sahibinden izin alınması gerekmektedir. Buna karşılık bu çeşitlerin kişisel veya deneysel amaçla kullanımı serbesttir.

Bu tasarruflara yönelik olarak ıslahçı hakkı sahibi önleme, durdurma, tazminat isteme yoluna gidemeyeceği gibi başka bir hukuk yoluna da başvuramaz.

KÜÇÜK ÇİFTÇİLERE ÖZEL İSTİSNALAR

Bu maddeyle korunan yarar tarımsal üretimin korunması ve kollanmasıdır.

Kanun burada bahsi geçen çitçi terimiyle küçük çiftçiyi (belirtilen türlerden en fazla 92 ton tahıl üretmek için kullanılması gerekli araziden daha küçük araziye sahip çiftçiler veya diğer türler için karşılaştırılabilir kriterleri sağlayan çiftçilerdir.)  kastettiğini açıkça ortaya koymuştur.

İstisna dışında kalan çiftçiler; Korunan çeşidi kullanan ve istisna dışında kalan çiftçiler hak sahibine belirli bir bedel öderler. Bu bedel, hak sahibi ile çiftçi arasında yapılacak anlaşmayla belirlenir.

İlgili kanunun 17. Maddesinde yer alan düzenleme yeni bitki türlerinde ıslahın çiftçilere tanınan bazı ayrıcalıklı istisnai hakları düzenlemektedir. Bu madde kapsamında “tarımsal üretimin korunması ve kollanması amacıyla, çiftçilerin kendi arazilerinde yaptıkları üretim sonucunda elde ettikleri üründen, yine kendi işlediği arazilerinde yapacakları yeni üretimler için, hibrit ve sentetik çeşitler hariç olmak üzere, korunan bir çeşidin çoğaltım materyalini kullanabilmeye yetkileri vardır

Çiftçinin işlediği arazisi için herhangi bir miktar kısıtlaması olmadan ihtiyaç duyduğu çoğaltım materyalini kullanmaya hakları vardır. Çiftçinin işlediği arazisi; çiftçinin kendi adına, kendi sorumluluğu altında bitki yetiştirdiği, mülkiyetindeki veya kiraladığı veya ortakçılık yoluyla işlediği arazidir”.

***Bu kapsamda değerlendirilen türler kanununda sınırlı sayıda sayım yapılarak belirtilmiştir. Bunlar ana başlık olarak: tahıllar, yemeklik baklagiller yem bitkileri ve endüstri bitkileridir.

ISLAHÇI HAKKININ TESCİLİ

Sırayla kanunda yer alan başvuru aşamalarından ( müracaatın yapılması ,başvuruların incelenmesi , başvuruların yayınlanması ve teknik inceleme) geçen başvuru tescil edilme hakkı kazanırsa ; Teknik inceleme kuruluşunun, inceleme raporlarını Genel Müdürlüğe göndermesinden sonra, Genel Müdürlük tarafından kuruluşlar itibariyle ve bitki grupları esas alınarak Islahçı Hakkı Tescil Komitesi oluşturulur. Tescil Komitesinde görüşülen ve değerlendirilen çeşitler oylanarak  komite kararı ile koruma altına alınır. Korumaya alınan çeşit ilgili mevzuatlarda yer alan esaslar kapsamında bir isimlendirilir ve bu isimle çeşidin ıslahçı hakkı tescil edilerek kütüğe kaydedilir. En son olarak da ıslahçı hakkı tescil edilen çeşitlerin yer aldığı bülten yayımlanır.

SONUÇ

Değişen ve gelişen olanaklar ile birlikte bilim, teknoloji gibi tarımın da gelişmesi insanoğlu için bir mecburiyettir. Bu sebepledir ki yeni bitki çeşitlerinin oluşumunun desteklenmesi ve ıslahçının haklarının korunması yoluyla yeni oluşumlara motivasyon sağlayacaktır. Yeni bitki çeşitlerinin oluşması sonucu ilgili hak sahiplerinin doğan haklarının  “YENİ BİTKİ ÇEŞİTLERİNE AİT ISLAHÇI HAKLARININ KORUNMASINA İLİŞKİN KANUN” kapsamında yasal bir zeminde düzenlenmesi son derece mühimdir. Ayrıca yine bu kanun kapsamında düzenlenen ve istisnai nitelikte olan küçük çiftçilere tanınan ayrıcalıklar tarımsal üretimi koruyan ve kollayan bir niteliktedir.

KAYNAKÇA:

  • Tarım hukuku derneği , “Çiftçi istisnası ve Islahçı hakları” kavramları hakkında derleme , Av. Şaban ÇAMCI (https://www.tarimhukuku.org/ciftci-istisnasi-ve-islahci-haklari-kavramlari-hakkinda-derleme/)
  • Ziraat mühendisliği dergisi ocak –temmuz 2010 sayısı (Makbule bekcan- doç. Dr. Emine olhan )
  • Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun, http://www.mevzuat.gov.tr/
  • Tüysüz, M. 2007. Fikri Mülkiyet Hakları Çerçevesinde Yeni Bitki Çeşitleri Üzerindeki Islahçı Hakkı, Yetkin Yayınları, 329 S., Ankara
  • Boztosun, N. A. Odman 2006. Islahçı Hakkı, Seçkin Yayınları, 350 S., Ankara.
  • Tüysüz, M. 2006. “Yeni Bitki Çeşidi Üzerindeki Islahçı Hakkının Korunması”, Türk Tarım, Mayıs-Haziran,
  • Tekinalp, Ü. 2005. Fikri Mülkiyet Hukuku, Arıkan Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti., İstanbul
  • Karahan, S., Suluk, C., Saraç, T., Nal, T. 2009. Fikri Mülkiyet
  • Hukukunun Esasları, Seçkin Yayınları, 406 S., Ankara.

Bu gönderiyi paylaş