DEVLET DESTEKLİ TARIM SİGORTALARI VE SİGORTA SÜREÇLERİNDE ÇIKABİLECEK HUKUKİ UYUŞMAZLIKLARDA BAŞVURU YOLLARI
DEVLET DESTEKLİ TARIM SİGORTALARI VE SİGORTA SÜREÇLERİNDE ÇIKABİLECEK HUKUKİ UYUŞMAZLIKLARDA BAŞVURU YOLLARI
1-GİRİŞ
Türkiye, coğrafi konumu ve fiziksel özellikleri nedeniyle dört ayrı mevsimin yaşandığı bir ülkedir. Bu durum, her ne kadar çeşitli tarım ürünlerinin yetişmesine imkan tanısa da aynı zamanda çeşitli meteorolojik afetlere de sebep olmaktadır. Örneğin, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetiştirilen zeytin, ılıman iklim şartlarında gelişir. Ancak bu bölgelerde yaz aylarında meydana gelen kuraklık ve aşırı sıcaklar, bitkilerin su stresine girmesine ve verim kaybına neden olabilir. Aynı şekilde, İç Anadolu bölgesinde yetiştirilen buğday, kış aylarında şiddetli don olaylarına maruz kalabilir, bu da ürünlerin zarar görmesine veya tamamen yok olmasına yol açabilir. Bu tür meteorolojik anomaliler, tarımsal üretimi olumsuz etkileyerek çiftçilerin gelirlerini azaltabilir ve tarım sektöründe genel bir istikrarsızlığa neden olabilir. İşte tarım sigortaları, bu tür olumsuz etkileri hafifletmek için önemli bir mekanizma sağlar.
2-TARIM SİGORTALARININ TARİHİ VE TARSİM
Türkiye’de tarım sigortası ile ilgili ilk çalışmalar, cumhuriyetin ilk yıllarına dayanmakla birlikte, ilk defa 3202 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Kanunu’nda “zirai mahsul ve hayvan sigortaları” şeklinde kendine hukuki bir zemin bulmuştur. Ayrıca şu anda yürürlükte olmayan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu da 1316. madde ve devamında zirai sigortalar hakkında detaylı düzenleme içermiştir. 1995 yılında tarım sigortaları yapan şirketler birleşerek Tarım Sigortaları Vakfı’nı kurmuştur. 2006 yılına kadar hasar tespit ve risk inceleme işlerini bu vakıf yapmıştır. Bunun yanı sıra tarım sigortalarının esaslarını belirleyen hem yerel hem de Avrupa Birliği kaynaklı birçok proje yürütülmüş ve eylem planı hazırlanmıştır. Tüm bu süreçlerin sonunda 2005 yılında 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu yürürlüğe girmiştir. Böylece devlet, uğrayacağı zararları karşılamak üzere sigorta yaptıran çiftçilere prim desteği vermeye başlanmıştır. 2006 yılında Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) kurulmuş ve Tarım Sigortaları Vakfı’nın görev ve yetkileri TARSİM’e geçmiştir. Merkezi bir havuzun oluşturulmasında amaç; kanunla kapsam içine alınan riskleri teminat altına alan sigorta sözleşmelerinde belli bir standardın oluşması, hasar oluşması halinde tazminatın bir merkezden ödenmesi ve tarım sigortalarının geliştirilmesi, yaygınlaştırılmasıdır. Bugün hala devlet destekli tarım sigortaları, TARSİM’in havuzuna katılmış olan, tarım sigortası sözleşmesi yapmaya yetkili kılınmış sigorta şirketleri aracılığıyla yapılmaktadır.
3- TARIM SİGORTALARI
A-Genel Olarak
Tarım sigortaları, köklü tarihine rağmen ülkemizde yeterince yaygınlaşmamıştır. Bu nedenle sigorta işlemleri, çiftçilerin bilgilendirilmesi ve teşvik edilmesi amacıyla devlet tarafından desteklenmektedir. TARSİM’in sağladığı teminat kapsamına, prim ve hasar desteği dahildir. Prim desteğinde primin bir kısmı devlet tarafından karşılanmaktadır. Yani çiftçiler bu sistem sayesinde düşük ve rahat ödenebilir primlerle ürün ve hayvanlarını geniş bir teminatla sigortalatabilmektedir. Ayrıca herhangi bir hasar durumunda da zarar bedelini en kısa sürede tahsil edebilmektedir.
B-Sigorta Türleri, Kapsamları ve Sigorta Süreçleri
1.Bitkisel Ürün Sigortası
Bu sigortanın kapsamına şunlar girmektedir:
- Tarım ve Orman Bakanlığı’nca belirlenen kayıt sistemlerine kayıtlı olan parsellerde (açık alan) yetiştirilen bitkisel ürünler,
- Meyve ağaçları, çay ve asmalar ile fidanları,
- Süs bitkisi fidanları,
- Bağ ve meyve bahçelerinin için dolu ağları,
- Örtü ve destek (telli terbiye) sistemleri
Bitkisel ürün sigortası kapsamında ürün ile ağaç ve fidan birbirinden ayrı olarak sigortalanmaktadır.
Sigorta kapsamında şu riskler doğrudan güvence altına alınmaktadır:
- Dolu, fırtına, hortum, yangın, deprem, heyelan, taşıt çarpması, sel ve su baskınının ürünlerde neden olduğu miktar kaybı,
- Dolunun yaş meyve, yaş sebze ve kesme çiçeklerde neden olduğu kalite kaybı,
- Yaban domuzunun tarla ürünlerinde, sebzelerde, fidanlarda ve çilekte neden olduğu miktar kaybı,
- Kuşların, ayçiçeği (yağlık), ayçiçeği (çerezlik) ürünleri ile ayçiçeği (sertifikalı tohumluk) ürününün olgunlaşma ve hasat döneminde tabla üzerindeki tohumları yemesi suretiyle ortaya çıkan miktar kaybı,
- Yağmur riskinin, pamuk ve pamuk (sertifikalı tohumluk) ürününde kozaların açılmasından itibaren hasada kadar olan dönemde, açılmış kozalarda neden olduğu miktar kaybı,
- Don riskinin, meyve fidanlarında ve bağ fidanlarında neden olduğu miktar kaybı zararı.
Yukarıda belirtilenlerden hariç olmak üzere ve isteğe bağlı olarak, farklı riskler için de ilave prim ödenerek birtakım korumalar sağlanabilir. Örneğin, dolu ağı ve örtü ile destek (telli terbiye) sistemleri ve bu sistemlerin altında bulunan ürünlerde; dolu, dolu ağırlığı, kar ağırlığı, fırtına, hortum, yangın, deprem, heyelan, sel ve su baskını, taşıt çarpması risklerinin neden olduğu zararlar için ek prim ödemek gerekmektedir. İsteğe bağlı ek teminatlar temel güvenceden bağımsız olarak tek başına alınamamaktadır.
Bitkisel Ürün Sigortasında, dolu paket poliçelerinde yazılı primin 1/2’si Devlet tarafından karşılanır. Bununla birlikte, meyve ürünlerinde, ek olarak alınan don riski, meyve ve bağ fidanlarında don riski ile şekerpancarı, kabak (çerezlik), domates, biber, patlıcan, kavun ve karpuz ürünlerinde fide ve yapraklanma döneminde yeniden ekim dikime neden olacak don riski için; don priminin 2/3’ü Devlet tarafından karşılanır. Sigortalı tarafından ödenecek olan primin %15’i peşin alınır; kalan prim tutarı da en geç poliçe bitiş tarihinden itibaren 1 ay içinde tahsil edilir. Ağaç/Fidan Sigortaları poliçelerinde ise sigortalı tarafından ödenecek olan primin %15’i peşin alınır, kalan prim tutarı da en fazla 5 taksitle tahsil edilir.
Bitkisel Ürün Sigortasında, teminat kapsamında olan bir riskin gerçekleşmesi halinde; sigorta ettiren/sigortalı, rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren, don hasarlarında 10 günü, diğer hasarlarda 15 günü aşmamak üzere, TARSİM’e hasar bildiriminde bulunmalıdır.
Hasar tespitleri, TARSİM tarafından görevlendirilen eksperler tarafından yapılır. Hasar dosyasının tamamlanmasından sonra, kesinleşmiş tazminat miktarları, en geç 30 gün içinde yine Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) tarafından sigortalıya, hasat tarihinden önce olmamak kaydıyla banka aracılığıyla ödenir. Ancak ürün tamamen hasar görmüşse artık poliçe bitiş tarihinden önce ödeme yapılacaktır.
- Sera Sigortası
Tarım ve Orman Bakanlığı’nca uygun görülen seralar ve içindeki ürünler bu sigortanın kapsamına dahildir. Ayrıca poliçede teminat altına alınmış risklerden birinin gerçekleşmesi halinde, seranın cam örtüsünde ve/veya konstrüksiyon kıymetlerinin doğrudan bir zarara uğraması sonucu enkazın sökülmesi, kaldırılması, temizlenmesi, taşınması masrafları, enkaz kaldırma masrafı teminatı da buna dahil edilmektedir.
Yüksek tüneller için sadece içindeki ürünün ve plastik örtüsünün dolu, fırtına, hortum, yangın, heyelan, taşıt çarpması, deprem ile sel ve su baskını risklerine karşı sigorta yapılmaktadır. Alçak tüneller için ise sadece içindeki ürüne dolu, dolu kalite kaybı, fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, taşıt çarpması, yaban domuzu zararı ile sel ve su baskını risklerine karşı sigorta yapılır. Ayrıca, domates, biber, patlıcan, kavun ve karpuz gibi ürünler için, fide ve yapraklanma döneminde yeniden ekim veya dikim gerektiren don riskine karşı isteğe bağlı olarak sigorta yaptırma imkanı da sunulmaktadır.
Çiftçinin, sigorta işlemlerini gerçekleştirebilmesi için öncelikle Tarım ve Orman Bakanlığı’nca belirlenen kayıt sistemlerine o yıla ait sera ve içindeki ürün bilgilerini güncellemiş olması gerekmektedir. Sera Sigortasında, poliçede yazılı primin %50’si Devlet tarafından karşılanır. Sigortalı tarafından ödenecek olan primin %25’i peşin alınır; kalan %75’i de vadeli olarak tahsil edilir.
Teminat kapsamında olan bir riskin gerçekleşmesi halinde; sigorta ettiren/sigortalı, rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç 24 saat içinde TARSİM’e ihbarda bulunmalıdır. Hasar tespitleri TARSİM tarafından görevlendirilen eksperler tarafından yapılır. Hasar dosyasının tamamlanmasından sonra, kesinleşmiş tazminat miktarları, en geç 30 gün içinde yine TARSİM tarafından sigortalıya banka kanalıyla ödenir. Poliçedeki teminatlara göre, sigortalı yumuşak plastik örtüde küçük ve az miktarda yırtık ve/veya delikler oluştuğunda; TARSİM eksperi, örtünün sera bandı ile tamir edilebileceğine karar verirse, plastik örtünün tamir masrafları için olay başına ve poliçe süresince 5.000 TL’ye kadar ödeme yapılır. Bu ödeme muafiyet ve müşterek oran uygulanmadan sadece 1 defa yapılır.
- Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası
Tarım ve Orman Bakanlığı’nca belirlenen kuru tarım alanlarında yetiştirilen ve sigortalanmış buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, nohut, kırmızı mercimek ve yeşil mercimek ile bu ürünlerin sertifikalı tohumluk ürünlerinde, köy genelinde yaşanan kuraklık, don, sıcak rüzgar ve sıcak hava dalgası, aşırı nem ve aşırı yağış gibi risklerin neden olduğu verim kaybı teminat altına alınmaktadır. Bu teminat, dolu paketi (dolu, fırtına, hortum, yangın, heyelan, sel ve su baskını, deprem riskleri) dışındaki riskler için geçerlidir. Buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, ürünleri ile bu ürünlerin sertifikalı tohumluklarının sap kısmı isteğe bağlı olarak ek prim karşılığında teminat kapsamına alınabilir.
Çiftçinin, sigortadan yararlanabilmesi için öncelikle o yıla ait arazi ve ürün bilgilerine dair Tarım ve Orman Bakanlığı’nca belirlenen kayıt sistemlerine kayıtlarını yaptırmış olması veya güncellemiş olması gerekmektedir. Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortası Sigortasında, poliçede yazılı primin %60’ı Devlet tarafından karşılanır. Sigortalı tarafından ödenecek olan primin %15’i peşin alınır; kalan prim tutarı da en geç poliçe bitiş tarihinden itibaren 1 ay içinde tahsil edilir.
Sigorta ettirenin/sigortalının rizikonun gerçekleşmesi durumunda hasar ihbarına ilişkin herhangi bir beyan yükümlülüğü bulunmamaktadır. İlgili yıl için köyün gerçekleşen verim ortalamasının, köyün poliçede yazılı eşik verim değerinin altında kalması durumunda köyde bulunan tüm sigortalı üreticiler tazminat almaya hak kazanır. Köyün gerçekleşen verim ortalamasının ilanından itibaren en geç 30 gün içerisinde, hesaplanan tazminat tutarı sigortalıya ödenir.
- Gelir Koruma Sigortası
Bu sigorta ile buğday ürününde; kuraklık, don, sıcak rüzgar, sıcak hava dalgası, aşırı nem, aşırı yağış, dolu, rüzgar, fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, sel ve su baskını, yabani hayvan ve buna benzer nedenlerden kaynaklı verim değişimi ve hasat sonrası oluşan ürün fiyatının beklenen fiyattan farklı olması nedenlerine bağlı gelir kaybı riski güvence altına alınmaktadır. Söz konusu buğdayın Tarım ve Orman Bakanlığı’nca belirlenen kayıt sistemlerine kayıtlı tarım alanlarında üretimi yapılmalıdır. Buğday ürününün sap kısmı isteğe bağlı olarak ek prim karşılığında teminat kapsamına alınabilir.
Çiftçinin, sigortadan yararlanabilmesi için öncelikle o yıla ait arazi ve ürün bilgilerine dair Tarım ve Orman Bakanlığı’nca belirlenen kayıt sistemlerine kayıtlarını yaptırmış olması veya güncellemiş olması gerekmektedir. Gelir Koruma Sigortasında, poliçede yazılı primin %60’ı Devlet tarafından karşılanır. Sigortalı tarafından ödenecek olan primin % 15’i peşin alınır; kalan prim tutarı da en geç poliçe bitiş tarihinden itibaren 1 ay içinde tahsil edilir.,
Sigorta ettiren/sigortalı, ekilen tohumların çıkmaması durumunda, sözleşmenin yapıldığı yılı takip eden yılın 31 Ocak tarihine kadar oluşacak hasarları bildirmek zorundadır. Sözleşmenin yapıldığı yılın 31 Aralık tarihine kadar olan hasarlar da aynı şekilde bildirilmelidir. Bu tarihlerden sonra meydana gelen hasarlar için sigorta ettirenin/sigortalının bildirim yapma yükümlülüğü yoktur.
İlgili yıl için parselin gerçekleşen gelir değerinin, parselin korunan gelirinin altında kalması durumunda sigortalı üretici tazminat almaya hak kazanır. Gerçekleşen verimin ve gerçekleşen fiyatın belirlenmesinden itibaren en geç 45 gün içinde tazminat miktarı tespit edilip sigortalıya ödenir.
4-TARIM SİGORTA SÜREÇLERİNDE ÇIKABİLECEK HUKUKİ UYUŞMAZLIKLARDA BAŞVURU YOLLARI
Çiftçi, çeşitli nedenlerle belirlenen tazminat miktarının, yaşadığı zararı tam olarak karşılamadığını iddia edebilir. Benzer şekilde, meydana gelen zararın sigorta teminatı dışında kaldığı belirtilerek ödeme gerçekleştirilmeyebilir. Yahut çiftçinin primlerini tam ve zamanında ödese bile ödemelerinin eksik kaydedilmesi sonucu tazminat talebi reddedilebilir. Bu durumda sigortalı çiftçilerin bu tip hukuki uyuşmazlıklarda başvurabilecekleri yolları bilmeleri ve haklarını etkin bir şekilde savunabilmeleri önemlidir.
Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Genel Şartları gereği, sigorta sözleşmesinden doğan bütün taleplerin iki yılda zaman aşımına uğradığı unutulmamalıdır. Bu süre göz önünde bulundurularak çiftçilerin başvurabileceği iki yol bulunmaktadır. Öncelikle, uyuşmazlık konusu olayın üyelik tarihinden sonra meydana gelmiş olması halinde, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulabilir. 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu m. 30/12’de belirtilen tutara kadar olan kararlar her iki taraf için de kesindir. Söz konusu tutarı aşan uyuşmazlıklar için itiraz yolu işletilebilir. İkinci olarak ise, doğrudan dava yoluna gitmektir. Ancak bunun için öncelikle arabuluculuk dava şartının yerine getirilmesi gerekir. Gerçekten de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 5/a ile arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilmiş olup bu şartın yerine getirilmemesi halinde açılacak dava usulden ret edilecektir. Arabuluculuğa başvurduktan sonra tarafların anlaşamaması halinde, çiftçiler asliye ticaret mahkemelerinde haklarını ileri sürebileceklerdir. TARSİM merkezinin, sigorta şirketi/acentesinin bulunduğu yerin veya rizikonun gerçekleştiği yerin bulunduğu il merkezindeki asliye ticaret mahkemeleri bu bakımdan yetkilidir. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, sigorta sözleşmeleri her ne kadar özel sigorta şirketleri/acenteleri tarafından yapılsa da “davalı” sıfatıyla husumetin yöneltilmesi gereken taraf TARSİM’dir. Davalının yanlış gösterilmesi pasif husumet sebebiyle davaların kaybedilmesine yol açmaktadır.
Ayrıca dava açılmadan önce, özellikle de TARSİM tarafından görevlendirilen eksperin bulgularıyla aynı kanaatte olunmaması halinde, arabuluculuk sürecinde geçen zamanda hasara dair delillerin kayıt altına alınması oldukça önemlidir. Bunun için davanın açılacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesinden veya hasar gören ürünlerin bulunduğu sulh hukuk mahkemesinden delil tespiti yapılması istenebilir. 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu m. 400 uyarınca, delil tespiti istenebilmesi için hukuki yararın varlığı gerekmektedir. Delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılmaktadır. Sigortalı çiftçinin haklarının korunması bakımından zorunluluk bulunan hallerde, TARSİM’e tebligat yapılmaksızın da delil tespiti yapılmasını isteme hakkı vardır. Yapılacak bilirkişi incelemelerinde mesleki olarak ziraat ve sigorta alanlarında uzman bilirkişilerin yer alması gerekmektedir.
5-SONUÇ
Özellikle küresel ısınmanın etkilerini daha net gördüğümüz bu dönemde, meteorolojik riskler artmakta ve tarımsal üretim daha fazla tehdit altına girmektedir. Tarım sigortalarının tanınması ve yaygınlaştırılması, çiftçilere birçok farklı ve özel koruma sağlayarak tarım sektörünün sürdürülebilirliğine önemli katkılar sunmaktadır. Bu sigortalar; kuraklık, don, aşırı yağış, sıcak hava dalgası gibi çeşitli meteorolojik riskler karşısında çiftçilerin zararlarını tazmin ederken, dolu ağı ve destek sistemlerinin hasar görmesi gibi spesifik durumlar için de kapsamlı çözümler getirmektedir. Devletin, yüzde elliyi aşabilen destekleri ile bu sigortaların maliyetini düşürmesi, çiftçiler için büyük bir avantaj sağlamaktadır. Çiftçilerin kendilerine sağlanan sigorta olanakları konusunda bilgilenmesi kadar tarım sigortası süreçlerinde yaşanan uyuşmazlıklara karşı da bilgi sahibi olması son derece önemlidir. Çiftçiler, haklarını ve başvuru yollarını bilerek olası anlaşmazlık durumlarında daha etkin bir şekilde hareket edebilir, böylece sigorta hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanabilirler.
Av. Özlem Özsoy
KAYNAKÇA
1- 3202 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Kanunu (https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/3629.pdf)
2- 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (https://www.lexpera.com.tr/mevzuat/kanunlar/turk-ticaret-kanunu-6762)
3- 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu (https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5363&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5)
4- Devlet Destekli Tarım Sigortalarına İlişkin 2007/10 Sayılı Genelge (https://www.tarsim.gov.tr/staticweb/krm-web/mevzuatlar/duyurular/devlet-destekli-tarim-sigortasina-iliskin-genelge.pdf)
5- Tarım Sigortaları Havuzu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik (https://trsm.tarsim.gov.tr/rest/api/anonymous/getKMHaberDuyuruDokumanFile?id=218&type=image/pdf)
7- https://ankara.tarimorman.gov.tr/Belgeler/liftet/Tarım%20Sigortaları-Tarsim.pdf
8- https://www.tarsim.gov.tr/staticweb/krm-web/mevzuatlar/genel-sartlar/2022/bus-genel-sartlar.pdf
9- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3273512