DEPREM ÜLKESİNDE TARIM VE TARIM SİGORTASI

DEPREM ÜLKESİNDE TARIM VE TARIM SİGORTASI

A) DEPREM KAVRAMI

Deprem, Tektonik kuvvetlerin veya volkan faaliyetlerinin etkisiyle yer kabuğunun kırılması sonucunda ortaya çıkan enerjinin sismik dalgalar hâlinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzünü kuvvetle sarsması olayıdır.

Fay, Tektonik hareketlerin etkisiyle yer kabuğunun kırılarak yer değiştirmiş kısmı. Fay düzlemi üzerindeki hareketin şekline göre fayları; eğim atımlı ve doğrultu atımlı biçiminde ikiye ayırmak mümkündür. Eğim atımlı faylar hareket eden blokların yönü esas alınarak normal fay, ters fay, bindirme fayı gibi adlar almaktadır. Doğrultu atımlı faylar ise, karşı blokun hareket yönüne göre sağ yanal atımlı veya sol yanal atımlı faylar olarak adlandırılır.[1

B) DEPREM ÜLKESİ OLMAK

Deprem Bölgeleri Haritası’na göre, yurdumuzun %92’sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu, nüfusumuzun %95’inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98’i ve barajlarımızın %93’ünün deprem bölgesinde bulunduğu bilinmektedir.

Son 58 yıl içerisinde depremlerden, 58.202 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 122.096 kişi yaralanmış ve yaklaşık olarak 411.465 bina yıkılmış veya ağır hasar görmüştür. Sonuç olarak denilebilir ki, depremlerden her yıl ortalama 1.003 vatandaşımız ölmekte ve 7.094 bina yıkılmaktadır.[2]

AFAD verileri, ülkemizdeki fay hatlarının dağılımı ve oluşan depremlerin şiddeti Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ortaya koyuyor. Bu büyük depremler beraberinde yıkım getiriyor. En önemlisi can kaybı başta olmak üzere çeşitli birçok kayba sebep oluyor.

[1] https://www.afad.gov.tr/kurumlar/afad.gov.tr/39500/xfiles/deprem_nedir.pdf

[2] https://www.afad.gov.tr/deprem-nedir

C) DEPREMİN OLUMSUZ ETKİLERİNİ AZALTMAK

Bu tür kayıpların yaşanmaması için önlem almak hayati önem taşıyor. Yapı üretiminde, bir yapının elde edilmesi için 4 temel süreç vardır. Bunlar; planlama, tasarım, yapım ve kullanım süreçleridir. Nitelikli ve depreme dayanıklı bir yapı, ilk olarak yürüklükteki yasa ve yönetmeliklerin yeterliliği olmak üzere bu dört süreçte yer alan ve hizmet üreten kesimlerin sağlıklı ürün vermesi ve yapının tüm süreçlerine, uzmanlıklarına göre etkin katılmalarıyla mümkündür. Depremlerde meydana gelen can ve mal kayıplarının azaltılabilmesi için sadece yapı güvenliğinin sağlanması tek başına yeterli olmamaktadır. Deprem zararlarının azaltılmasında deprem güvenlikli kentsel alanların planlanması da önemlidir.[1]

Olası bir depremden sonra yaşanan olumsuz sonuçlar, sadece yapıların yapım sürecindeki yetersizliklerden değil, kentsel alanları planlama ve uygulamadaki yetersizliklerden, deprem öncesi, anında ve sonrasında yapılması gereken faaliyetlerin gerektiği gibi yapılmamasından kaynaklanmaktadır. Yerleşim alanlarında bir deprem anında meydana gelebilecek kayıpların ve zararların azaltılabilmesi amacıyla önceden deprem afetine hazırlık ve zararı hafifletmek için önlemlerin alınması ve uygulanması önemli olmaktadır. Deprem güvenlikli kentler ve yapılar oluşturmak, olası deprem zararlarını azaltmak için yapılması gerekenler bir bütünün parçaları olarak kabul edilmeli, kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütleri arasında bir iş paylaşımına gidilerek gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Kentsel alanlarda hasar görebilirliği azaltmak için alınması gereken önlemler hakkında halka yönelik etkin bilgilendirme ve eğitim programları uygulanmalıdır[2]

Deprem öncesinde gerekli önlemleri almanın yanı sıra deprem ve çeşitli birçok felaket sonrasında oluşabilecek  hasar ve kayıpları maddi olarak bir nebze de olsa hasar ödemesi yolu ile en aza indirgemek için çeşitli sigortalara zamanında  başvurmak da bir çeşit deprem sonucunda oluşan zararları azaltma yöntemi olarak görülebilir.

D) DEPREMİN TARIMA ETKİLERİ

Depremin etkileri doğrudan tarımı  etkilemesinin yanı sıra bazı dolaylı yoldan etkilediği durumlar da vardır.  Deprem sonucunda oluşan toprak kayması , yarıklar  ve heyelanlar gibi birçok doğa olayı tarım arazilerinin kullanımını zorlaştırabilir. Bu sebeple ortaya büyük hayvan telefleri veya hasat kayıpları meydana gelebilir. Tarım deprem sonucunda bu şekilde doğrudan etkilenebileceği gibi dolaylı yoldan da etkilenebilir.

Depremlerin sebep olduğu etkilerle sulama sistemleri zarar görmesi, hayvan yemlerinin göçük altında kalması , üretiminde belli bir enerjiye ihtiyaç duyulan enerjiye ulaşımın kesilmesi gibi birtakım depremin sebep olduğu olumsuz sonuçlar beraberinde daha kötü etkilere yol açabilir.

Depremin gündelik hayata etkileri sebebi ile bundan etkilenen insanların deprem bölgesinden ayrılmak zorunda kalması tarımdaki iş gücünü de etkilemektedir. Bu oluşan göç de tarımsal faaliyetleri etkilemektedir.

Tarımın ve hayvancılığın bu şekilde doğrudan veya dolaylı yollarla gördüğü zararlar birçok sektörü etkileyebilir.  Ürün kalitesinin düşmesi veya birçok ürünün telef olması sebebiyle fiyat artışlarına dolaylı yoldan sonuç doğurabilmekte. Gıda tedarik zincirlerinin ilk aşaması olan tarımsal üretimin zarar görmesi devamında  ; depolama ,nakliye, işleme , paketleme ,dağıtım ve tüketimini de doğrudan olumsuz yönde etkileyecektir. Bu sebeple tarımın deprem sebebiyle zarar görmesi doğrudan başka sektörleri , piyasayı , enflasyonu ve nihayetinde ekonominin geneline etki edebilmektedir.

E) DEPREMİN ETKİLERİNİ AZALTMAK: TARSİM

Bu tür büyük depremlerde maalesef toplumumuzun birçok kesimi zarar görüyor. Bu kesimlerden bir tanesi de tarım sektörü. Deprem sonucunda ortaya çıkan zararların oluşmasını engelleme noktasından yapı denetim , deprem güvenlikli kentsel alanların planlanması , toplumun bilgilendirilmesi gibi birçok önemli ve zaruri önlemlerin dışında deprem sonrasında tüm önlemlere rağmen oluşabilecek zararların hasar ödemesi yolu ile giderilmesi noktasında tarım sigortası , TARSİM, en etkim yöntemlerden birisidir.

Ülkemizde tarım sigortaları uygulaması 2005 yılında yürürlüğe giren 5363 sayılı “Tarım Sigortaları Kanunu” ile tarımda risk yönetimi yeni bir boyut ve ivme kazanmış olup, üreticilerin,  adı geçen Kanunda belirtilen riskler nedeniyle uğrayacağı zararların tazmin edilmesini temin etmek ve prim desteği sağlamak üzere tarım sigortaları uygulamasına yönelik esaslar belirlenmiştir.[3]

5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanunu’nun 1. Maddesinde tarım sigortalarının amacı ; 2. Maddesinde ise kapsamı yer almaktadır.

’Amaç

 Madde 1- Bu Kanunun amacı; üreticilerin bu Kanunda belirtilen riskler nedeniyle uğrayacağı zararların tazmin edilmesini temin etmek üzere, tarım sigortaları uygulamasına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesidir.

 Kapsam

 Madde 2- Bu Kanun; Havuzun kuruluşu, Havuz tarafından teminat altına alınacak riskler, Havuzun gelir ve giderleri, prim ve hasar fazlası desteği, sigorta sözleşmeleri, reasürans sağlanması ve sigorta şirketlerinin görev, yetki ve sorumlulukları ile katkı ve katılımlarının esas ve usûllerini kapsar.’’[4]

Kanunun 1. Maddesinde de bahsi geçen riskler 5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanunu’nun12. Maddesinde açıkça belirtilmiştir:

‘’Havuz tarafından teminat altına alınacak riskler

Madde 12- Kapsama alınacak bitkiler, bitkisel ürünler ve seralar, tarımsal yapılar, tarım alet ve makineleri ile çiftlik hayvanları için kuraklık, dolu, don, sel, taban suyu baskını, fırtına, hortum, deprem, heyelan, yangın, kaza ve zararlılar ile hayvan hastalıklarının neden olacağı zararlar ve/veya tarım sektörü bakımından önemli görülecek diğer risklere ilişkin teminatlar Cumhurbaşkanınca belirlenir.[5]’’

Tarım sigortalarının kapsamında olan deprem sonucunda büyükbaş hayvanlar , küçükbaş hayvanlar , kümes hayvanları , arıcılık ,su ürünleri , bitkisel ürünler gibi birçok alanda zarara uğrama riski taşıyor.

TARSİM’ in tanımına göre ‘’ Deprem Hasarı, Depremin doğrudan veya dolaylı olarak neden olacağı yangın ve infilak sonucu meydana gelenler dâhil sigorta konusu unsurlarda doğrudan meydana gelen zararlardır.’’  Ayrıca , ‘’ Dolaylı Hasar: Teminat kapsamındaki riskin gerçekleşmesi nedeniyle meydana gelen fiziksel hasarlara bağlı olarak oluşan mali zararlardır. (Örneğin, dolu yağışından sonra seralarda meydana gelen zarar sonrasında seranın kullanılamaması nedeniyle oluşan faaliyet kesilmesi ve kâr kaybı gibi zararlar).[6] Olarak açıklanıyor.

 Tarım sigortalarının kapsamında olan deprem sonucunda büyükbaş hayvanlar , küçükbaş hayvanlar , kümes hayvanları , arıcılık ,su ürünleri , bitkisel ürünler gibi birçok alanda zarara uğrama riski taşıyor. Aynı zamanda bu türden riskler TARSİM tarafından sigortalanabilen riskler arasında yer alıyor. Bu risklerin dışında deprem ve buna benzer nedenlerden kaynaklı verim değişimi ve hasat sonrası oluşan ürün fiyatının beklenen fiyattan farklı olması nedenlerine bağlı gelir kaybı riski Genel Şartlar ile Tarife ve Talimatlar çerçevesinde teminat kapsamına alınmaktadır.

[1] Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 8, Sayı 1, 2003

[2] Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 8, Sayı 1, 2003

[3] https://www.tarimorman.gov.tr/Konular/Tarim-Sigortalari-Ve-Dogal-Afetler

[4] https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5363.pdf

[5] https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5363.pdf

[6] https://www.tarsim.gov.tr/pages/aboutUs/tanimlar.jsp

F) DEPREM SÜRECİNDE TARSİM

Ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve 10 ilimizi etkileyen tarihi deprem sonrasında TARSİM genel müdürü Serpil GÜNAL: ‘’ Büyükbaş ve küçükbaş hayvan hayat sigortaları branşlarında, Diyarbakır, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Hatay, Malatya, Kilis ve Şanlıurfa’da 921 adet hasar dosyasının işlemleri tamamlanmış olup; üreticilere 5 milyon TL hasar ödemesi gerçekleştirildi. Kümes hayvanları hayat sigortası branşında, Malatya’da 17 adet hasar dosyasının işlemleri tamamlanmış olup; üreticilere 4.4 milyon TL hasar ödemesi gerçekleştirildi. Sera Sigortası branşında ise, Hatay ve Kahramanmaraş’taki 7 adet hasar dosyasının işlemleri tamamlanmış olup; 1.5 milyon TL hasar ödemesi gerçekleştirildi. Bu şekilde sigortalılarımıza 948 dosya için 11 milyon TL hasar ödemesi gerçekleştirmiş olduk. Çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Bu hafta tamamlamayı planlıyoruz ve sigortalılarımıza 24 milyon TL daha hasar ödemesi gerçekleştirmeyi öngörüyoruz.

    Ayrıca yine deprem bölgelerinden Çağrı Merkezini arayan veya diğer kanallardan sigortalılar tarafından iletilen taleplere öncelik verilerek, kısa zamanda geri dönüş sağlandı. Vefat eden sigortalıların yakınlarına resmi evrak süreci işletilmeden hasar ihbarlarının açılmasında kolaylık sağlanarak ihbar süreçleri hızlandırıldı. Deprem bölgesinden gelen ihbarlara ait hasar dosyaları için öncelik tanınarak tazminat ödemelerinin hızlıca yapılması sağlandı.”[1] Şeklindeki açıklamasıyla TARSİM’ in deprem sürecindeki ve sonrasındaki faaliyetlerini anlattı.

KAYNAKÇA:

 

  • Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 8, Sayı 1, 2003

DERLEYEN

Stajyer Avukat Ayşegül Kenar

Bu gönderiyi paylaş