“2030 AÇLIĞA SON” HEDEFİ ÜZERİNE GENEL BAKIŞ

Prof. Dr. Nilüfer KARACASULU[1]

GİRİŞ

2020 yılı karanlık bir kurgu gibiydi, adeta kurgu içinde yaşıyor gibi hissettik. Böyle hissetmemiz nedensiz değil. İklim değişikleri nedeniyle bir yandan orman yangınları, diğer yandan daha sık ve yıkıcı fırtınalar oluştu, biyolojik çeşitlilik azaldı ve gıda güvenliği sorunları arttı. Bir yandan iklim değişiklikleri diğer yandan da uzun süredir devam eden çatışmalara bağlı olarak Burkina Faso, Nijerya, Güney Sudan, Yemen, Etiyopya, Haiti, Venezuela, Afganistan ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi birçok ülkede gıda güvensizliği yaşandı. Tüm bunların yanı sıra küresel pandemi krizi ile karşılaştık.

Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu 2020 Raporuna göre daha pandemi krizi ortaya çıkmadan önce 2019’da yaklaşık 690 milyon insanın veya dünya nüfusunun %8,9’unun açlıkla mücadele ettiği tahmin ediliyordu. Bu rakam 2018 rakamlarından 10 milyon ve son beş yıllık ortalamadan da yaklaşık 60 milyon fazladır.[2] Ayrıca, COVID-19 salgını tarafından tetiklenen ekonomik durgunluğun bir sonucu olarak 83-132 milyon arası insanın 2020’de aç kalabileceği tahmin ediliyor.[3] Günümüzde 381 milyon kişi ile Asya en çok sayıda yetersiz beslenen insana ev sahipliği yapmaktadır. Bu rakamın en hızlı artış gösterdiği Afrika ise 250 milyon kişi ile ikinci sırada gelmektedir.[4]

İkinci Dünya Savaşı’ndan beri özellikle gelişmekte olan ülkelerde yoğun açlık dönemleri olmuştur. Ancak, yarım asırdır dünyada gıda problemi tarımsal ürünlere ve gıda maddelerine yönelik arz fazlası ve talep azlığı olarak görülmüştür. OECD-FAO Tarımsal Görünüm 2020-2029 Ortak Raporu’na göre, gelecek 10 yıl süresince arz büyümesi, talepteki artışı geride bırakacak ve çoğu emtia için fiyatlar ya değişmeyecek ya da düşecektir.[5] Gelecek on yılda farklı gelir düzeylerine bağlı olarak ülkeler farklı beslenme modelleri uygulayacaklardır. Özellikle orta gelir düzeyine sahip ülkelerde, tüketicilerin, temel ürünlerden daha yüksek değerli ürünlere geçiş yapabilmek için ek gelir kullanmaları beklenmektedir. Yüksek gelir düzeyine sahip ülkelerde ise, çevresel ve sağlık endişeleri nedeniyle insanların hayvansal ürünlere (özellikle et) bağlı protein tüketiminden alternatif kaynaklara geçecekleri ve kümes hayvanları ile balık tüketimine yönelecekleri tahmin edilmektedir.[6]

Esasen Birleşmiş Milletler’e üye devletler, dünyada açlık sorununu, gıda güvensizliğini ve kötü beslenmeyi 2030 yılında sona erdirme kararı almıştı.[7] Ancak geçtiğimiz sene içinde, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Tarım Fonu (IFAD), Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF), Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) başkanları, dünyanın 2030 yılına kadar “açlığa son (zero hunger)” hedefine ulaşmak için hâlâ hedefin çok uzağında olunduğu konusunda uyarıda bulundu.[8]

Dünyada artan çatışmalar, iklim değişimi ve ekonomik krizler, “açlığa son” hedefinin gerçekleşmesinin baltalanacağı sinyallerini bize vermektedir. 2030 yılında dünyada açlıkla mücadele eden insan sayısının 840 milyonu geçeceği ve Afrika’nın dünyanın kronik açlarının yarısından fazlasına ev sahipliği yapacağı tahmin edilmektedir.[9]

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA 2030 HEDEFLERİ

Dünyada yeterli beslenemeyen insan sayısının azaltılması, 2000 yılında Birleşmiş Milletler Binyıl Kalkınma Hedefleri’ (Millenium Development Goals, MDG) arasında yer almıştır. MDG çerçevesinde, gelirleri ve tarımsal verimliliği iyileştirerek ve daha iyi beslenme alışkanlıkları yaygınlaştırılarak, 1990-2015 yılları arasında yetersiz beslenen nüfusun yarıya indirilmesi hedeflenmiştir.

Ocak 2016’da Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKA), MDG’in yerini almıştır. 193 devlet lideri Sürdürülebilir Kalkınma Ajandasını kabul etmişlerdir. SKA, açlığın sona erdirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanması, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, tüm çocukların ilköğretim ötesinde okula gitmesi,  iklim değişikliği tehdidine karşı önlem alınması gibi konularda  17 hedef içermektedir. Hedefler, küçük çiftçilerin desteklenmesini, arazi, teknoloji ve piyasalara eşit erişimlerini destekleyen sürdürülebilir tarım uygulamalarının teşvik edilmesini de kapsıyor. Aynı zamanda, tarımda verimliliği artırmak için altyapı ve teknolojiye yatırım yapılması alanında uluslararası işbirliği gerektiği belirtiliyor. On yedi hedefin tümü birbiriyle bağlantılıdır; diğer bir deyişle, birindeki başarı diğerlerini etkileyecektir.

İnsanların hayatlarını iyileştirebilmek için aşağıdaki 17 hedef belirlenmiştir:

  1. Yoksulluğa son
  2. Açlığa son
  3. Sağlıklı ve kaliteli yaşam
  4. Nitelikli eğitim
  5. Toplumsal cinsiyet eşitliği
  6. Temiz su ve sanitasyon
  7. Erişilebilir ve temiz enerji
  8. İnsana yakışır iş ve ekonomik büyüme
  9. Sanayi, yenilikçilik ve alt yapı
  10. Eşitsizliklerin azaltılması
  11. Sürdürülebilir şehirler ve topluluklar
  12. Sorumlu tüketim ve üretim
  13. İklim eylemi
  14. Sudaki yaşam
  15. Karasal yaşam
  16. Barış, adalet ve güçlü kurumlar
  17. Hedefler için ortaklıklar

“AÇLIĞA SON” HEDEFİ

Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün kabul ettiği tanımlamaya göre kronik açlık bir kişinin normal ve aktif bir hayat sürebilmesi için gerekli olan yeterli gıdayı uzun süre boyunca tüketememesi halidir; gıda güvensizliği ise, normal insani gelişme ve büyümek için, ayrıca aktif ve sağlıklı yaşamak için gerekli olan kaliteli gıdaya güvenli olarak ulaşamama halidir.[10]

AB, FAO ve WFP tarafından 2016 yılında oluşturulan kronik açlığa karşı mücadele eden uluslararası bir dayanışma ağı olan Gıda Krizine Karşı Küresel Ağ tarafından, açlığın ana sebeplerini ele aldığı 2020 Küresel Gıda Krizi Raporu’nda[11] akut gıda güvenliği probleminin nedenleri arasında şunlar sayılmıştır: iç çatışma/bölgesel veya küresel istikrarsızlık; sel ve kuraklık gibi iklime bağlı olaylar; hiper enflasyon, kurda belirgin değer kaybı, olumsuz ticari şartlar, yüksek işsizlik gibi ekonomik şoklar; küresel pandemi gibi sağlık şokları. Gıda Krizlerine Karşı Küresel Ağ, gıda krizlerinin ana sebeplerini ele almak için var olan girişimleri, ortaklıkları, program ve politika süreçlerini daha iyi entegre etme, bağlama ve yönlendirmenin yollarını arıyor.

Rapor, 2019’un sonu itibariyle 55 ülke ve bölgede 135 milyondan fazla insanın akut gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor. 135 milyon kişinin yarısından fazlası (73 milyon) Afrika’da, 43 milyon Orta Doğu ve Asya’da ve 18.5 milyon kişi de Latin Amerika ve Karayipler’de yaşıyor.

Gıda güvenliği, kayıpların ve israfların azaltılması, önemli bir Sürdürülebilir Kalkınma hedefidir. Eğer dünyadaki açlık sorununu gidermek ve gıda güvenliği sağlamak istiyorsak, bir yandan çevresel sürdürülebilirlik sağlanırken, diğer yandan küresel gıda ve tarım sisteminin değişmesi gereklidir. Tarım; bitkisel ve hayvansal üretim, ormancılık, balıkçılık ve su ürünlerini kapsamaktadır. Dünyadaki 7,8 milyar insana yetecek kadar gıda üretiliyor, ancak sistemde bozukluk var. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre üretimin üçte biri çöpe gitmektedir. Kayıpların ve israfların azaltılması gereklidir. Ayrıca “açlığa son” hedefine ulaşabilmek ve gıda güvenliğini sağlamak için, esnek ve sürdürülebilir gıda üretim sistemi ve sürdürülebilir tarım uygulamaları önemlidir.

“Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu 2020” raporu, açlık ve kötü beslenmenin sona ermesine yönelik ilerlemeyi izleyen en yetkili küresel çalışmadır. Bu rapor Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Tarım Fonu (IFAD), Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF), BM Dünya Gıda Programı (WFP) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından ortaklaşa üretilmektedir.[12] Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu  raporunda yer alan başlıca çözüm önerileri şöyledir;

  • Sağlıklı beslenmeye geçiş açlığın kontrol edilmesine yardımcı olacaktır; besleyici gıdaların maliyetini azaltmak ve sağlıklı besinlerin kullanılabilirliğini artırmak için gıda sistemlerinin dönüşümü teşvik edilmeli;
  • Çözümler ülkeden ülkeye ve hatta ülke içinde farklılık gösterse de, tüm gıda tedarik zinciri boyunca gıda ortamına (ticaret, kamu harcamaları ve yatırım politikalarını şekillendiren politik ekonomi) müdahale edilmeli;
  • Hükümetler tarıma yaklaşımlarında genel beslenmeye odaklanmalı;
  • Verimsizlikleri, gıda kaybı ve israfı azaltmak da dahil olmak üzere; gıdaların üretimi, depolanması, taşınması, dağıtımı ve pazarlanmasında maliyet artırıcı faktörleri azaltmak için çalışılmalı;
  • Yerel küçük ölçekli üreticilerin daha besleyici gıdalar yetiştirmeleri ve satmaları desteklenmeli ve pazarlara erişimleri güvence altına alınmalı;
  • Çocukların beslenmesi öncelenmeli;
  • Eğitim ve iletişim yoluyla davranış değişikliği teşvik edilmeli;
  • Ulusal sosyal koruma sistemlerine ve yatırım stratejilerine beslenme yerleştirilmeli.

Öte yandan, gıda güvenliği ve sürdürülebilir kalkınma için, gıda ve tarımda biyoçeşitlilik önemlidir. Biyoçeşitlilik yaşamın genetik, tür ve ekosistem seviyesinde çeşitliliği demektir. 2019 Gıda ve Tarım için Biyoçeşitliliğin Küresel Durumu Raporuna göre biyoçeşitlilik azalmaktadır; artırabilmek için koruma ve geliştirilmesine yönelik yönetim stratejileri oluşturulmalı, biyoçeşitliliği tahrip eden unsurlara acilen müdahale edilmeli, gıda ve tarım için biyoçeşitliliğin sürdürülebilir kullanımını ve korunmasını sağlayan yasal çerçeve acilen güçlendirilmelidir. Bu rapor, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Gıda ve Tarım için Genetik Kaynaklar Komisyonu tarafından hazırlanmış olup, gıda ve tarım için biyoçeşitliliğin rolünü ve önemini, biyoçeşitliliği etkileyen ve değiştiren unsurları, mevcut durumun küresel değerlendirmesini sunmaktadır.

SONUÇ

2014 yılından itibaren, genelde çevresel bozulma, kuraklık, doğal afetler, ekonomik krizler,  çatışmalar ve biyo-çeşitliliğin kaybının doğrudan sonucu olarak yetersiz beslenme ve açlık sorunun arttığı gözlemleniyor. Son yılda ortaya çıkan COVID-19 salgını durumu daha da kötüleştirmiştir. Bu bağlamda 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan “açlığa son” hedefi ulaşılması imkansız bir hedef olarak gözükmektedir.

[1] Dokuz Eylül Üniversitesi, İşletme Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü

[2] FAO, IFAD, UNICEF, WFP and WHO. 2020. The State of Food Security and Nutrition in the World 2020.

Transforming food systems for affordable healthy diets. Rome, FAO, http://www.fao.org/3/ca9692en/CA9692EN.pdf

[3] “BM Raporu Uyarıyor: Açlık ve kötü beslenmedeki artış devam ederse, 2030 yılına kadar açlığa son hedefine ulaşabilmek konusu zor!”, 15. 07.2020,  FAO in Turkey, http://www.fao.org/turkey/news/detail-events/en/c/1298213/

[4] Zero Hunger, Sustainable Development Goals, https://www.un.org/sustainabledevelopment/hunger/

[5] OECD/FAO (2020), OECD-FAO Agricultural Outlook 2020-2029, FAO, Rome/OECD Publishing, Paris. https://www.oecd-ilibrary.org/docserver/1112c23b-en.pdf?expires=1609610967&id=id&accname=guest&checksum=F96CDA7D103241FB1E7C9E82C011875A

[6] A.g.e.

[7] Zero Hunger, Sustainable Development Goals, https://www.un.org/sustainabledevelopment/hunger/

[8] “BM Raporu Uyarıyor: Açlık ve kötü beslenmedeki artış devam ederse, 2030 yılına kadar açlığa son hedefine ulaşabilmek konusu zor!”, 15. 07.2020,  FAO in Turkey, http://www.fao.org/turkey/news/detail-events/en/c/1298213/

[9] A.g.e.

[10] The Food Security Information Network (FSIN), 2020 Global Report on Food Crises: Joint Analysis for better decisions, https://www.fsinplatform.org/sites/default/files/resources/files/GRFC_2020_ONLINE_200420.pdf, sf. 11

[11] A.g.e.

[12] FAO, IFAD, UNICEF, WFP and WHO. 2020. The State of Food Security and Nutrition in the World 2020.

Transforming food systems for affordable healthy diets. Rome, FAO, http://www.fao.org/3/ca9692en/CA9692EN.pdf

Bu gönderiyi paylaş